Milano Gezi Notları


Milano her zaman modanın kalbi olarak akıllara yer etmiş. Lüksün ve alış-veriş adresi, İtalya'nın soğuk karanlık şehri olarak akıllarda kaldıysa, bu izlenimi yok etmek lazım. Şehir kültürü, mutfağı, müzeleri ve sokakları ile büyüleyici. Bir şehri sevmememizin sebebi orada henüz güzel anılar biriktirmemizden kaynaklanıyor. Oysa mimarisi, müzeleri ile sanat dolu bir şehir. Starbcuks'ın kuruluş hikayesini anlattığı kitabında, Milano'dan bahsediyor. Kahve dükkanlarının bar konseptinde çalıştığını, insanların geçerken espresso shot içip yoluna devam ettiğini ve oturma kültürü yerine, ayakta içilen, ve hızlı servis edilen kahve kültüründen bahsediyordu. Starbucks ın da çıkış notası Milano'da ki kahve kültürüne ve tarzına dayanıyor. Zamanla bizim gibi oturarak kahve tüketmeyi seven bölgelerde yer edinmek için daha geniş mekanlara ihtiyaç duyuyor. Bir önceki ziyaretimde, buna fazlasıyla tanık olmuştum. Milano'da ne var, ne yapabiliriz diye düşünmeyin. Bizim Milano turumuz bu sefer kısa sürdü, yolumuz yine düştüğünde mutlaka uğrayacağımız bir şehir. Müzeleri, bazı sokakları ve Aperitivo nun keyfini başka bir zamana bıraktık!


Milano'da Ulaşım
İstanbul'dan Bergamo Havalimanına iniyoruz, seyahat planımız da Como Gölü ve Venedik olduğu için havalimanından araç kiralıyoruz. Şehir merkezine havalimanından otobüsler 1 saat gibi bir sürede ulaşıyor. Detayları inceleyebilirsiniz. Şehir içi ulaşım ise metro, tramvay ve otobüsler ile seyahat edebilirsiniz. Günlük sınırsız bilet fiyatı 4.5 euro. 90 dk lık biletler ve uzun süre kalacaksanız Milano şehir kartı alabilirsiniz, avantajlarını ve ulaşım konusundaki katkısını okuyunuz.



Şehirde Küçük Bir Tur

Piazza Duomo - Duomo e Terrazze (Cathedral of Milan and Terrace) - Galleria Vittorio Emanuele

Şehri gezmek için yönümüzü Piazza Duomo'ya çevirerek, ilk kiliseden başlayalım diyoruz. Duomo e Terrazze (Cathedral of Milan and Terrace), Galleria Vittorio Emanuele (Alış veriş merkezi, kapalı çarşı gibi:)) yer aldığı kocaman bir meydan. Hayat turistik olarak burada başlıyor. Köln'deki katedralden sonra, burdaki Kilise tertemiz gotik bir mimariye sahip. Milano'ya yarışır ihtişamlı bir görüntüsü var. Meydana uzayan birde sırası:) Kiliseyi gezmek için önce bilet kuyruguna ardından da giriş kuyruğuna girmelisiniz. Ya da kalabalıksanız, ikiye bölünebilirsiniz:) Girişte üstünüz aranıyor, sadece giriş katını gezmek için 2 euro ödüyorsunuz, üst katlar ve galeriyi görmek için 7-12 euro arasında ücret değişiyor:) Kilise çok iyi korunuyor, fotoğraf çekmek yasak. İçeride harika vitraylar var. Bir tane de çok etkileyici mermer bir heykel yer alıyor, bütün kan damarlarını görmeniz mümkün. Yer döşemelerine bayıldım. Renkler büyüleyici. İhtişamlı ve etkileyici bir kilise, mutlaka gezilmeli. Çıkışta, meşhur Galleria Vittorio Emanuele ye giriyoruz. Sağ taraftan çıktığınızda ara sokakta bir kalabalık görüceksiniz. O yönde ilerlerseniz. 'Luini' kafesinde Pazerotti yemeden yola devam etmeyin. Bizimkiler yarımay derler:) Kızarmış hamur. İçerisi taze mozarella-fesleğen-domates gibi farklı malzemelerle dolu. Mozarella içinde eriyerek, harika bir form alıyor. 




Piazza Mercanti, Duomo Meydanın bitiminde yer alan bu meydan şehrin ayrı bir toplama noktası. Mistik bir havaya sahip, hava güzelse bu meydanda takılabilirsiniz.


Brera Bölgesi
Via Brera üzerinde yürümeye başladığınızda, sokağın sonunda doğru heryere yayılmış restorantları görüceksiniz. Öğle ve akşam saatleri yer bulmakta zorlanabilirsiniz. Her biri farklı yapıda, restorant ve kafeler var. Buradan Piazza S. Marco ya doğru yürüdüğünüzde meydana kurulu pazarı görebilirsiniz (Pazartesi ziyaret etmiştik, her gün kuruluyor mu bilgim yok.). Pazarda birbirinden güzel sebze ve meyveler bulabilirsiniz. Ocak sonu gittiğimizde her yerde bebek enginarlar vardı. Çok sevilen bir sebze ve görüntüsü ile tezgahları süslüyor. Via Fiori Chiari, ufak bir sokak ancak üzerinde çok fazla cafe bulunuyor. Bu civarda ve Via Pontaccio üzerinde farklı tasarım mağazalarına da rastlayabilirsiniz. Bu civarda ağırlıklı olarak, el yapımı ürünler satılıyor. İtalya genelinde bu duruma sık sık rastlıyorsunuz. Starbucks un girmeyi başaramadığı bu ülkeye, diğer mağazalar da biraz arka planda kalıyor. Çok ünlü mağazaları bunun dışında tutuyorum:) Milano'dayız sonuçta:) Piazza Carmine yakınında bulunan Princi ye girip mola veriyoruz. Öğle yemeği için birbirinden güzel, sağlıklı alternatifleri var. Baş döndürücü güzellikle, self service çalışan bir fırın.. Her yerde kekler, tatlılar.. Yükselen mis gibi kahve kokusu.. Derken Sezen Aksu'nun sesini duyuyorum. Şaşırıyorum.. Ardından Tarkan çalıyor:) İtalya'da seviliyoruz:) 

Via Torino - Corso Di Porta Ticinese

Dumo meydanının sağ tarafından devam ederseniz Brera Bölgesine, soldan devam ederseniz alış-veriş caddesine ulaşıyorsunuz. Torino üzerinden birsürü mağaza bulunuyor, kıyafet magazalarının yanı sıra, şeker dükkanları, farklı tasarım ürünleri satan mağazalarda mevcut. Bizim istiklal caddesi gibi düşünebilirsiniz. Via Torino, Corso Di Porta Ticinese caddesine bağlanıyor ve mağazalar devam ediyor. Bu taraftaki mağazalar daha şehre özel ve el yapımı ürünler bulabilirsiniz.Caddenin sonundaki Mauro Leone ayakkabı dükkanı bunlardan biri. Yılmadan biraz daha ilerlerseniz Navigli bölgesine varıyorsunuz.

Colonne di San Lorenzo
Ticinese üzerinde Roma döneminde kalma bu sütunlarla karşılanca şaşırıyorsunuz. Şehirle bütünleşmiş ve cadde/tramvay yolu ile arada bir meydan oluşturarak, buluşma noktası yaratıyor. Modern şehirde alış-veriş yaparken, Roma dönemi sütunları biranda hayatınıza dahil olarak, sizi bulunduğunuz zamandan dışarı çıkartıyor. 


Navigli Bölgesi

Metro ile ya da Corso Di Porta Ticinese caddesi üzerinden yürüyerek, kanalların çevrelediği bu bölgeye ulabilirsiniz. Ticino ırmağından gelen su bu bölgede kanallar oluşturarak bölgenin havasını değiştiriyor. Kanal turu yapabilirsiniz ya da kanal boyunca yürüyerek şehrin keyfini çıkarabilirsiniz. Burası gençlerin uğrak yeri ve özellikle akşam üzeri Aperotivo (18:00 sonrası) saatlerinde oldukça kalabalık. Pazar günleri kanal boyunca antika pazarı kuruluyormuş aklınızda bulunsun.


Bu bölgelere ek olarak şehirde gezilecek park ve yapıları kaçırmayın. Mimarisi büyüleciyici dikey orman anlamına gelen, 13. katta bahçe olur mu:) bahçeyi bırakın orman bina yapmışlar. Bosco Vertical binalarını listenize ekleyebilirziniz.

Parklarda dolaşmayı seviyorsunuz, şehirde 2 güzel park var. İsimlerini aşağıya not ediyorum;


Milano Müzeler


1. Santa Marie delle Grazie Kilisesi - Son Akşam Yemeği (Last Supper) Resmi

Hz. İsa'nın Romalılar tarafından yakalanmadan bir gün önce havarileri ile yediği son akşam yemeğini n tasviri Leonardo da Vinci tarafından bir kilise duvarına resmedilmiştir.  Kilise duvarına yapılan 4.5x8.8 m büyüklüğündeki resim bir fresk örneği değildir. Fresk sıvı boyama tekniği ile yapılırken, bu eser duvara sulu boya tekniği ile yapılmıştır. Ancak bu teknik yıllara meydan okuyamayarak, yıllar içinde dökülmeye ve çürümeye başlamış. Restorasyon çalışmaları ile resim orjinal halinden biraz değişiklik göstermiş. 1652 yılında yapılan restorasyon sırasında ise, resmin alt tarafına bir kapı yapılarak, esere biraz zarar verilmiş ve İsa'nın ayaklarıın bulunduğu kısım yok olmuş.

Resmin günümüze gelmesi mucize, Amerikalıların işgali sırasında, bombalanan şehirde kilise zarar görmüş, ancak resmin olduğu duvar zarar görmemiş. Fransız işgali sırasında ise, duvar sökülerek, Fransa'ya taşınmaya çalışılmış. Büyük badireler atlatarak günümüze ulaşmış, bu eserin Dünya'da bir kopyası yok.

Fakat resmi görmek öyle kolay değil. Biletinizi almadan önce, eseri görmek için bilet almanız gerekiyor. Hatta Milano gezi planınızı bilet tarihinize göre ayarlayabilirsiniz. Biletleri turlar açıldığı gibi alarak, ekstra tur şeklinde satıyorlar. Farklı sitelerde farklı fiyatlar şeklinde bileti bulabilirsiniz, milano turist ofisinin sattığı bilete buradan ulaşabilirsiniz. 

2. Pinacoteco di brera - Brera Art Gallery

14-20 yy a ait rönesans İtalyan eserleri sergilenmektedir. Raphael, Mantegna, Bellini, Caravaggio, Tintoretto and Veronese nın eserlerini görebilirsiniz. Müzede'ki ünlü eserlerden bazıları;

Raphael'in ' The Marriage of the Virgin' (Bakirenin Düğünü), 
Francesco Hayez'in The Kiss (Öpüşme)
Andrea Mantegna - The Dead Christ and Three Mourners (Ölü İsa)

3. Castella Sforzesco

İçeride farklı müzeleri barındıran ve resim, heykellerin sergilendiği bir kale. Müzeleri gezmek istemezseniz, kalenin içini ücretsiz gezebilirsiniz.

4. La Scala 

Hala kullanımda olan Opera Binası, müziğe meraklı iseniz, kendinize seyahatinizde bir bilet hediye edeblilirsiniz.

5. Museo Nazionale Scienza e Tecnologia Leonardo da Vinci - Bilim ve Teknoloji Müzesi

Leonardo da Vinci' ye adanmış bilim ve teknoloji müzesinde Leonardo'nun tasarladığı ekipmanları görebilirsiniz. Çocuklar için eğlenceli bir yer, bilimsel etkinlikler düzenlenmektedir.

6. Basilica di Sant'Ambiagio 

Milano'nun en eski bazilikası ve manevi, kutsal sanat hazinelerin beşiği. Corinthian kolonu (Devil coloumn-Şeytanın kolonu) üzerine yazılan efsanelerle tanınan bazilikada, kolon zamanında farklı bir bölgeden taşınmıştır. Sant'Ambiagio ile şeytan arasındaki kavgayı anlatan bir efsaneye dayanarak isimlendirilmiştir.

7. Palazza della Ragione Fotografia

Devasal büyüklükteki binanın üst katında fotoğraf eserleri sergilenirken, alt katı pazar yeri olarak kullanılıyor. Dönemsel sergilerde oluyor, bu sebeple program öncesinden kontrol edilebilir. 

NOT: Müzeleri gezme fırsatımız olmadı, bu sebeple kendime aldığım notları sizlerle paylaşmak istedim. Bir sonraki yolculuğumuzda benim rehberim olucak, umarım sizin içinde faydalı olur. Yorumlarınızı bekliyorum.

Milano Mutfagı - Kuzey İtalya'da Ne Yemeli?

İtalya'nın kuzeyinde, restorantlar belirli saatlerde açılıp kapatıyorlar. Öğle yemeği saatinde açılıyor ve 15:00 sonrasında doğru düzgün yemek yiyecek bir yer bulamıyorsunuz. Atıştırmalık birşeyler bulabiliyorsunuz. Restorantlarda geç saatte açılıyor. Ancak bir kurtarıcınız var oda Aperotivo saatleri:) Akşam üzeri atıştırmak için güzel bir seçenek.



Aperitivo, 18:00-21:00 saatleri arasında restorantlar henüz hizmet vermiyorken, içki ve hafif atıştırmalıklardan oluşan öğünün adı diyebiliriz. Hafif bir kokteyl ve içkilerle akşam yemeğine yumuşak bir geçiş, hazırlanma diyebiliriz. İtalyanlar akşam üzeri buluşup, atıştırarak birşeyler içmeyi tercih ediyor. Öğle yemeği yemediyseniz vay halinize, ya restorantların açılmasını bekleyeceksiniz ya da yemek öncesi birşeyler atıştıracaksınız. Aperitivo özellikle kuzey İtalya'da yaygın olan bir gelenek iken Milano bu konuda en iyi yer.


  • Şarap ve Peynir Restorantları - Osso Buco
Gece şehre geldiğimizden, otele en yakın 'La Contino di ManuelaŞarap evine gidiyoruz. Her bölgesinde birbirinden güzel bar, şarap evi ve kafe keşfedebilirsiniz. Lezzet açısından tereddüt etmeyin, hepsinin kendine has bir lezzeti var. Genelde kaliteli malzeme kullanılıyor. Şarap evinde menüde Osso Buco görünce şipariş ediyoruz. Dana incik ve patates püresi geliyor. Et öyle güzel pişirilmiş ki, lokum gibi ağızda dağılıyor. Yanına peynir tabağı eşlik ediyor. Peynir tabağında 3 farklı çeşit geliyor. Yemek yediğinizde su ve kuvertür ücreti alıyorlar.

Kahvaltıyı 'Princi' diye bir fırında yapıyoruz. Kruvasan, brioche, pizza çeşitleri ile aklınızı başınızdan alıyor. Bar masalarında ya ayakta atıştırılıyor ya da sandalyelerde oturabiliyorsunuz. Güne burada başladıktan sonra aklımız tatlılarında kalıyor ve gün içerisinde bir sürü Princi görmeye başlıyoruz. Sonra burasıyla aşk yaşıyoruz:) Herşey bu kadar mı lezzetli olur! İçtiğim en iyi cappucino, amerikano ve tiramisu, tart.. ne varsa.. Pizzaları dilim dilim satıyorlar ve içerisi kocaman yeşil zeytin dolu! İncecik çıtır çıtır tabanı var. Tiramisu (3.5 euro) ve americano (1.30 euro). Tiramisu içindeki, kedidilleri çok yoğun olarak ıslatılmış ve kreması köpük kıvamında ağızda hiç yoğunluk bırakmıyor.



Milano ve Kuzey İtalya Mutfağından Denenmesi Gerekenler


Milano mutfağında sevdiğiniz yemekleri ve en favori mekanlarınızı yorumlara eklerseniz, Milano'yu ziyaret edeceklere rehber olacaktır.

Sevgiler,
Şubat, 2017

Etiketler: , , , , , ,